بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

نٓۚ وَٱلْقَلَمِ وَمَا يَسْطُرُونَ ١

(1-2) Nûn. (Ey Muhammed) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir deli değilsin.

– Diyanet İşleri

مَآ أَنتَ بِنِعْمَةِ رَبِّكَ بِمَجْنُونٍ ٢

(1-2) Nûn. (Ey Muhammed) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir deli değilsin.

– Diyanet İşleri

وَإِنَّ لَكَ لَأَجْرًا غَيْرَ مَمْنُونٍ ٣

Şüphesiz sana tükenmez bir mükâfat vardır.

– Diyanet İşleri

وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٍ ٤

Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.

– Diyanet İşleri

فَسَتُبْصِرُ وَيُبْصِرُونَ ٥

(5-6) Hanginizin deli olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler.

– Diyanet İşleri

بِأَييِّكُمُ ٱلْمَفْتُونُ ٦

(5-6) Hanginizin deli olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler.

– Diyanet İşleri

إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعْلَمُ بِٱلْمُهْتَدِينَ ٧

Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi daha iyi bilir. O, hidayete erenleri de daha iyi bilir.

– Diyanet İşleri

فَلَا تُطِعِ ٱلْمُكَذِّبِينَ ٨

O hâlde yalanlayanlara boyun eğme.

– Diyanet İşleri

وَدُّواْ لَوْ تُدْهِنُ فَيُدْهِنُونَ ٩

İstediler ki, yumuşak davranasın, böylece onlar da yumuşak davransınlar.

– Diyanet İşleri

وَلَا تُطِعْ كُلَّ حَلَّافٍ مَّهِينٍ ١٠

(10-14) Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu